biraz fazla engebeli bi yoldan kafa goz yararak gidilse desonunda gorulen olay akillara durgunluk verici. Gerci tayland’in da yuzen carsisi falan var ama, burda insanlar golde, gemi binalarin icinde yasiyolar efendim. Aksam misafirlige evleriyle gidebilme luksune sahip bu insanlara ister istemez gipta ile bakiyor insan. Gozun alabildigine uzanan evler, devamli bir hareket halindeler. Sanirsam tam da bu nedenden dolayi kapi numaralari yok. Sayim memurlarinin halini siz dusunun artik.
Siz demisken, sizlere daha once de bahsettigim cocuklarin sandalli versiyonlari burada da cikiyor tabii karsimiza, 1 dolara muz satan bu cocuklara ne diyecegimi bilemiyorum sayin seyirciler. Neyse ki bizim teknenin motoru cocuklarin dandik salina hizla fark atiyor da kurtuluyorum.
Gezimize timsah ciftligiyle devam ediyoruz. Soylememe gerek var mi bilmiyorum ama burasi kambocya. Komodo Ejderinin dogdugu yer. Her taraf korkunc, tanimsiz yaratiklarla kapli. Timsah gorunce rahatliyo insanlar yani. Dolayisiyla bizimi urkuntumuz de garip geliyo bu khmerlilere. Bu arada timsah hayvani da hic hareket etmiyor sayin seyirciler. Tam “doldurulmus lan bunlar, parami verin!” diyeceim sirada timsahlardan birinin kasini hafifce “ssssst” dercesine oynattigini gordum de susakaldim neyse ki.
Bu timsah atraksiyonu gezimizin de noktalanmaya yuz tuttugu anlardan biriydi. Donus yolunda lnely planet kitabindan gorup, binbir numara cekerek gitmeyi basardigim National Gecko Entertainment Museum”un afedersiniz ama insanin gotuyle bile gulmeyecegi bi yer cikmasi(o kadar ki, Gecko yok icerde…..hatta hayvan bile yoktu, yemin ediyorum, cizimleri vardi) bu lonely planet meselesine kuskuyla bakmama yol actigini da inkar etmeyecegim artik. Bangkok’da da kac kere kayboldum zaten bunlarin yuzunden.
Neyse.
No comments:
Post a Comment